ABD’de Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz ile muhafazakâr gazeteci Tucker Carlson arasında, İsrail’in İran’a yönelik saldırıları ve ABD’nin bu çatışmadaki rolü üzerine ateşli bir tartışma yaşandı. 18 Haziran’da Carlson’ın programında gerçekleşen röportaj, Cruz’un İsrail’e desteğini İncil’e dayandırması ve İran politikası konusundaki bilgisizliğiyle gündeme oturdu. Carlson, Cruz’u İran’ın demografik yapısını bilmemekle suçlarken, senatörün “ABD, İsrail ile birlikte İran’a saldırıyor” ifadesi tartışmayı daha da alevlendirdi. Bu diyalog, ABD iç siyasetinde İsrail-İran çatışmasına yönelik bölünmüş yaklaşımları gözler önüne serdi. İşte tartışmanın detayları ve arka planı.
İncil referansı ve İsrail’e destek tartışması
Tartışma, Cruz’un İsrail’e desteği dini bir zorunluluk olarak nitelendirmesiyle başladı. Senatör, İncil’in “İsrail’i destekleyenlerin destekleneceğini” söylediğini savunarak, mevcut İsrail hükümetine koşulsuz destek verilmesi gerektiğini belirtti. Carlson, bir Hristiyan olarak bu görüşe şüpheyle yaklaştı ve “İncil, Netanyahu’nun yönettiği hükümeti desteklememizi mi emrediyor?” diye sordu. Cruz, Yaratılış Kitabı’ndaki vaatlere atıfta bulunarak pozisyonunu savundu, ancak Carlson, dini argümanların siyasi kararları meşrulaştırmak için kullanıldığını ima etti. Bu diyalog, ABD’de muhafazakâr kesimde İncil’in dış politikada ne ölçüde referans alındığını ve bu yaklaşımın ne kadar sorgulandığını ortaya koydu. Carlson’ın soruları, Cruz’un dini argümanlarının politik motivasyonlarla şekillendiği izlenimini güçlendirdi.
İran politikası: Bilgisizlik suçlaması
Röportajın en çarpıcı anları, Carlson’ın Cruz’a İran’ın nüfusu ve dini yapısı hakkında sorular yöneltmesiyle yaşandı. Cruz, İran’ın nüfusunu bilmediğini söyleyince Carlson, “Devirmek istediğiniz ülkenin nüfusunu bilmiyor musunuz? 92 milyon!” diyerek senatörü eleştirdi. Cruz, “Nüfus tablolarını ezberlemiyorum” yanıtını verirken, Carlson, bu bilgisizliğin İran rejimini devirme çağrılarıyla çeliştiğini savundu. Tartışma, İran’ın Şii nüfus oranına geldiğinde de devam etti; Cruz’un “çoğunlukla Şii” cevabına karşı Carlson, “Yüzde kaç?” diye bastırdı. Carlson, Cruz’u “ülke hakkında hiçbir şey bilmemekle” suçlayarak, senatörün savaş yanlısı tutumunun bilgisizce olduğunu öne sürdü. Bu anlar, Cruz’un İran politikası konusundaki hazırlıksızlığını ve Carlson’ın agresif sorgulama tarzını gözler önüne serdi.
ABD’nin savaşta olup olmadığı sorusu
Tartışmanın en kritik noktası, Cruz’un “Biz şu anda İran’a karşı askeri saldırılar düzenliyoruz” demesiyle ortaya çıktı. Carlson, bu ifadeyi hemen yakalayarak, “ABD’nin İran’la savaşta olduğunu mu söylüyorsunuz? Bu ciddi bir mesele!” dedi. Cruz, geri adım atarak saldırıların İsrail tarafından düzenlendiğini, ABD’nin ise destek sağladığını açıklığa kavuşturdu. Ancak bu çelişki, Carlson’ın ABD’nin çatışmaya ne ölçüde dahil olduğu sorusunu daha da keskinleştirmesine neden oldu. Carlson, İsrail’in 13 Haziran’dan bu yana İran’a yönelik hava saldırılarını destekleyen ABD’nin, Trump yönetiminde “suç ortağı” olduğunu savundu. Trump, Carlson’ın bu eleştirilerine Truth Social’da, “İran nükleer silah sahibi olamaz!” diyerek yanıt verdi ve gazeteciyi “garip” olarak niteledi. Bu diyalog, ABD’nin İsrail-İran çatışmasındaki rolüne dair iç politikadaki derin ayrışmaları yansıttı.
Yorumlar
Kalan Karakter: