İsrail’in 13 Haziran Cuma günü İran’ın başkenti Tahran’a düzenlediği hava saldırısı, Ortadoğu’da gerilimi tırmandırırken küresel piyasalarda da yankı buldu. İsrail Savunma Kuvvetleri, “Yükselen Aslan” adı verilen operasyonun İran’ın nükleer programını ve askeri altyapısını hedef aldığını duyurdu. Saldırılar, Tahran ve diğer kentlerde şiddetli patlamalara yol açarken, İran Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Hüseyin Selami’nin hayatını kaybettiği bildirildi. Bu gelişmeler, petrol fiyatlarını artırırken, yatırımcıları güvenli liman olarak görülen altına yöneltti. Altının ons fiyatı, yüzde 1.3’lük bir artışla 3430 dolara ulaşarak piyasalardaki tedirginliği yansıttı.
Saldırıların küresel ekonomi üzerindeki etkisi, jeopolitik risklerin finansal piyasalarda nasıl dalgalanmalara yol açabileceğini bir kez daha ortaya koydu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun operasyonun “günlerce devam edeceği” açıklaması, belirsizliği artırırken, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun ülkesinin saldırıya katılmadığına dair açıklaması, piyasalardaki paniği yatıştırmaya yetmedi. Altın, bu yıl yüzde 30 değer kazanarak yatırımcıların jeopolitik gerilimler ve ekonomik politikalar karşısında güvenli bir sığınak arayışında olduğunu gösterdi. İşte saldırının piyasalara etkisi ve altın fiyatlarındaki yükselişin arka planı.
Saldırının piyasalara etkisi
İsrail’in İran’a yönelik hava saldırısı, küresel piyasalarda anında tepki yarattı. Saldırının İran’ın nükleer tesisleri ve balistik füze üretim merkezlerini hedef alması, bölgedeki çatışmanın genişleyebileceği korkusunu körükledi. Brent tipi ham petrolün varil fiyatı, saldırı sonrası yüzde 2,5 artarak 85 dolara yaklaşırken, bu durum enerji piyasalarındaki tedirginliği artırdı. Yatırımcılar, artan jeopolitik riskler nedeniyle hisse senedi piyasalarından uzaklaşarak altın gibi güvenli liman varlıklarına yöneldi. Altının ons fiyatı, 13 Haziran sabahı yüzde 1.3 artışla 3430 dolara yükseldi ve bu, altının yılbaşından bu yana kaydettiği yüzde 30’luk değer artışını destekledi.
Altının yükselişinde jeopolitik ve ekonomik faktörler
Altın fiyatlarındaki yükseliş, yalnızca İsrail-İran gerilimiyle sınırlı değil. Yatırımcılar, ABD Başkanı Donald Trump’ın sert ticaret politikaları, Ukrayna’daki savaş ve Ortadoğu’daki çatışmalar gibi küresel belirsizlikler nedeniyle altına olan talebi artırıyor. Merkez bankaları ve egemen fonlar, rezervlerini çeşitlendirmek için altın alımlarını hızlandırırken, bu talep fiyatları yukarı yönlü destekliyor. Örneğin, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin merkez bankaları, 2024’te yüzlerce ton altın satın alarak piyasadaki arz-talep dengesini etkiledi. Ayrıca, yüksek enflasyon ve faiz oranlarındaki dalgalanmalar, yatırımcıları altına yönelten diğer faktörler arasında yer alıyor.
Gelecekteki beklentiler ve yatırımcı davranışı
Analistler, İsrail’in İran’a yönelik operasyonunun süresine ve İran’ın misilleme kapasitesine bağlı olarak altın fiyatlarının daha da yükselebileceğini öngörüyor. Eğer çatışma genişlerse, altının ons fiyatının 3500 dolar seviyesini test edebileceği belirtiliyor. Ancak, İran’ın hava savunma sistemlerinin saldırıları kısmen engellediği ve hasarın sınırlı olduğu yönündeki açıklamaları, piyasalardaki paniği bir miktar hafifletebilir. Yatırımcılar, İran’ın olası bir misillemesi veya ABD’nin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması durumunda daha fazla volatilite bekliyor. Bu nedenle, altın, kısa vadede güvenli liman arayışındaki yatırımcılar için cazip bir seçenek olmaya devam edecek.
Yorumlar
Kalan Karakter: