ABD Başkanı Donald Trump ile Elon Musk arasındaki gerilim, 8 Haziran’ta sosyal medya üzerinden karşılıklı restleşmelerle zirveye ulaştı. Tartışma, Trump’ın Altın Kubbe füze savunma sistemi de dahil olmak üzere SpaceX’in devlet sözleşmelerini iptal etme tehdidiyle yeni bir boyut kazandı. Musk’ın buna karşılık Dragon uzay aracı’nı devre dışı bırakma tehdidinde bulunması, ABD’nin uzay ve ulusal güvenlik programlarını riske atabilir. Bu çekişme, NASA, Pentagon ve Ulusal Keşif Ofisi (NRO) gibi kurumların SpaceX’e bağımlılığını gözler önüne serdi.
Altın Kubbe, Trump’ın 27 Ocak’ta imzaladığı bir yürütme emriyle duyurduğu, uzay tabanlı bir füze savunma sistemi. SpaceX, Palantir ve Anduril ile birlikte bu projede kilit bir rol oynamak için teklif sunmuştu. Ancak, Trump-Musk anlaşmazlığı, projenin maliyetlerini artırabilir ve zaman çizelgesini aksatabilir. Starlink ve Starshield gibi SpaceX teknolojilerine olan bağımlılık, iptal tehditlerinin ciddiyetini artırıyor. Uzmanlar, SpaceX’in yerini doldurmanın yıllar alabileceğini ve ABD’nin uzayda hareket kabiliyetini sınırlayabileceğini belirtiyor.
Trump-Musk Tartışmasının Kökeni ve Gelişimi
Tartışma, Trump’ın Big Beautiful Bill adlı vergi yasası tasarısıyla başladı. Kongre Bütçe Ofisi, tasarının federal açığı 2,4 trilyon dolar artıracağını öngördü. Musk, Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE)’daki görevinde bütçe kesintileri için çalışırken, bu yasayı eleştirdi ve 28 Mayıs’ta görevinden ayrıldı. 5 Haziran’da Trump, sosyal medyada SpaceX’in sözleşmelerinin iptal edilebileceğini yazdı. Musk, buna karşılık Dragon’u devre dışı bırakacağını belirtti, ancak birkaç saat sonra bu tehdidi geri çekti ve “İyi tavsiye, Dragon’u devre dışı bırakmayacağız,” dedi. Bu restleşme, iki liderin kişisel anlaşmazlıklarının ötesine geçerek ABD’nin uzay ve savunma politikalarını tehdit ediyor.
Altın Kubbe Projesine Etkiler
Altın Kubbe, 400 ila 1000’den fazla uyduyla füzeleri izlemeyi ve 200 silahlı uyduyla tehditleri yok etmeyi hedefleyen bir sistem. SpaceX, Palantir ve Anduril ile birlikte bu projede lider konumdaydı. Projenin ilk aşamalarının maliyeti 6-10 milyar dolar olarak tahmin ediliyor, ancak toplam maliyet yüz milyarlarca doları bulabilir. SpaceX’in Falcon 9 ve Falcon Heavy roketleri, bu uyduları düşük maliyetle yörüngeye taşıma kapasitesine sahip. Ancak, sözleşmelerin iptali durumunda, United Launch Alliance (5,4 milyar dolar’lık sözleşme) veya Blue Origin (2,4 milyar dolar’lık sözleşme) gibi rakipler devreye girebilir. Bu firmaların fırlatma maliyetleri daha yüksek ve kapasiteleri sınırlı; örneğin, ULA’nın Vulcan Centaur roketi henüz tam operasyonel değil. Bu durum, projenin maliyetlerini artırabilir ve 2026’daki ilk aşama hedefini riske atabilir.
Uzay ve Savunma Programlarına Geniş Etkiler
SpaceX, 2024’te küresel uydu fırlatmalarının %84’ünü gerçekleştirerek uzay sektöründe lider konumda. NASA, Dragon aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS)’na astronot ve kargo taşıyor; alternatif olarak sadece Rusya’nın Soyuz aracı var, ancak jeopolitik gerilimler bu seçeneği riskli kılıyor. Boeing’in Starliner kapsülü ise teknik sorunlar nedeniyle güvenilir değil. Pentagon, SpaceX’in Starlink ve Starshield sistemlerine bağımlı; 50 askeri komutanlık bu sistemleri kullanıyor. NRO için 2025’te 5, 2024’te 6 fırlatma yapan SpaceX, hassas istihbarat uydularını yörüngeye yerleştiriyor. Mark Kitz, “Starshield olmadan 10 adım atamayız,” diyerek bu bağımlılığı vurguladı. Sözleşmelerin iptali, ISS görevlerini, NRO operasyonlarını ve Altın Kubbe’yi sekteye uğratabilir, ABD’nin uzaydaki stratejik avantajını zayıflatabilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: