ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping arasında gerçekleşen telefon görüşmesi, iki ülke arasındaki ticaret gerilimlerini hafifletme umuduyla küresel piyasalarda yankı buldu. Yaklaşık bir buçuk saat süren görüşme, Trump’ın talebi üzerine yapıldı ve özellikle nadir toprak elementleri ihracatı gibi kritik konuları masaya yatırdı. Trump, görüşmenin “çok olumlu” geçtiğini ve Xi’nin kendisini Pekin’e davet ettiğini belirtirken, Çin lideri Tayvan meselesine vurgu yaparak iki tarafın “kazan-kazan” yaklaşımı benimsemesi gerektiğini savundu.
Görüşme, İsviçre’nin Cenevre kentinde varılan geçici ticaret anlaşmasının ardından yaşanan aksaklıkları gidermeyi amaçladı. Çin’in Nisan ayında nadir toprak elementleri ihracatını durdurması, otomotivden savunmaya kadar birçok sektörde tedarik zincirlerini sarsmıştı. Bu görüşme, iki liderin doğrudan diyaloğa geçerek hem ekonomik hem de siyasi gerilimleri yumuşatma çabası olarak değerlendiriliyor. Ancak, Tayvan konusundaki farklı yaklaşımlar, ilişkilerde hâlâ hassas bir denge olduğunu gösteriyor.
Görüşmenin Ana Gündemi: Ticaret ve Nadir Topraklar
Trump, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, nadir toprak elementleri konusundaki belirsizliklerin giderildiğini ve iki ülkenin ekonomik ekiplerinin kısa sürede bir araya geleceğini duyurdu. Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, görüşme öncesi yaptığı açıklamada, Çin’in Cenevre Ticaret Anlaşması’na uyumunun yakından izlendiğini ve nadir toprak elementleri ihracat yasağının gündemin üst sıralarında yer aldığını belirtmişti. Çin’in bu mineraller üzerindeki kısıtlamaları, ABD’nin teknoloji ve savunma sanayisini olumsuz etkilemiş, bu da Trump yönetimini Xi ile doğrudan görüşmeye itmişti. Trump, sosyal medya platformu Truth Social’da, “Xi ile 1,5 saatlik çok iyi bir görüşme yaptık. Nadir toprak ürünlerinin karmaşıklığı artık sorun değil” diyerek iyimser bir tablo çizdi. Görüşmenin, iki ülke arasındaki yaklaşık 600 milyar dolarlık ticaret ilişkisini yeniden yapılandırma çabalarının bir parçası olduğu belirtiliyor.
Xi Jinping’in Mesajı: Tayvan ve Karşılıklı Saygı
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, görüşmede Tayvan meselesine özel bir vurgu yaptı. Çin devlet medyasına göre, Xi, ABD’nin Tayvan’ı “dikkatle” ele alması gerektiğini ve “bağımsızlık yanlısı ayrılıkçıların” iki ülkeyi çatışmaya sürüklemesine izin verilmemesi gerektiğini ifade etti. Xi, “Çin-ABD ilişkilerinin büyük gemisini doğru rotaya yönlendirmek için dümeni tutmalı ve aksaklıkları gidermeliyiz” diyerek, iki tarafın karşılıklı saygı ve uzlaşma temelinde hareket etmesi gerektiğini savundu. Ayrıca, Çin’in ticaret anlaşmalarına bağlılığını koruduğunu, ancak ABD’nin de “negatif girişimlerden” vazgeçmesi gerektiğini belirtti. Xi’nin Trump’ı Pekin’e davet etmesi, diplomatik bir jest olarak görülse de, Tayvan konusundaki sert tonu, görüşmenin sadece ticaretle sınırlı olmadığını ortaya koydu.
Ticaret Geriliminin Arka Planı ve Gelecek Adımlar
İki ülke arasındaki ticaret savaşı, Trump’ın Şubat ayında %10’luk ek gümrük vergisi uygulamasıyla yeniden alevlenmiş, Nisan ayına gelindiğinde bu oran %145’e kadar yükselmişti. Çin’in misilleme olarak nadir toprak elementleri ihracatını durdurması, küresel tedarik zincirlerinde ciddi aksamalara yol açtı. Cenevre’deki görüşmelerde varılan 90 günlük tarife indirimi anlaşması, her iki tarafın da birbirini anlaşmayı ihlal etmekle suçlamasıyla zora girmişti. Trump’ın “Çin’in anlaşmayı tamamen ihlal ettiği” yönündeki eleştirilerine karşılık, Çin Ticaret Bakanlığı, ABD’nin “yeni ekonomik sürtüşmeler yarattığını” öne sürmüştü. Görüşmenin ardından, iki liderin ekonomik ekiplerinin kısa sürede bir araya gelmesi ve potansiyel devlet ziyaretlerinin planlanması, gerilimin düşürülmesi için umut vadetse de, uzmanlar kalıcı bir çözüm için daha fazla çaba gerektiğini belirtiyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: