Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 Ağustos’ta Beştepe Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen Uluslararası Arkeoloji Sempozyumu’nda Türkiye’nin arkeolojik mirasına verdiği önemi vurguladı. “Geleceğe Miras Projesi” ile arkeoloji çalışmalarını 12 aya yayan Türkiye, dünya çapında öncü bir konuma yükseldi. Türk-İslam arkeolojisinden kaçırılan eserlerin iadesine kadar birçok alanda atılan adımlar, Anadolu’nun tarihine sahip çıkma vizyonunu ortaya koyuyor. İşte projenin detayları ve Türkiye’nin arkeoloji hamlesi.
Geleceğe Miras Projesi: 12 ay süren kazılar
2023’te başlatılan Geleceğe Miras Projesi, Türkiye’nin arkeoloji alanında en kapsamlı adımlarından biri olarak öne çıkıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde hayata geçirilen proje, kazı sürelerini 12 aya yayarak kesintisiz çalışmalar sağlıyor. 2024’te 3 binden fazla çalışana istihdam sunan proje, arkeolojik kazılara ayrılan bütçeyi de katlayarak artırdı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, projenin Türk arkeolojisinde bir millileşme hareketi olduğunu vurguladı. Hierapolis, Efes, Aspendos gibi antik kentlerde sürdürülen kazılar, yeni keşiflerle dünya arkeoloji literatürüne katkıda bulunuyor. Proje kapsamında 27 ören yerinde gece müzeciliği de başlatıldı, böylece kültürel mirasın tanıtımı güçlendirildi.
Türk-İslam arkeolojisine yeni soluk
Erdoğan, konuşmasında Türk-İslam arkeolojisinin uzun yıllar ihmal edildiğine dikkat çekti ve bu alanda yeni bir dönemin başladığını müjdeledi. Hat sanatından minyatüre, mimari eserlerden günlük yaşam objelerine kadar geniş bir yelpazede yürütülen kazılar, Türk-İslam medeniyetinin zenginliğini gün yüzüne çıkarıyor. Özellikle Aspendos’ta ortaya çıkan özel eserler, bu alandaki çalışmaların önemini kanıtlıyor. Proje, sadece arkeolojik buluntuların korunmasını değil, aynı zamanda bu mirasın küresel ölçekte tanıtılmasını hedefliyor. Ankara’da düzenlenen “Arkeolojinin Altın Çağı” sergisi, Türkiye’nin dört bir yanından getirilen ve %80’i ilk kez sergilenen eserlerle bu vizyonu destekliyor.
Tarihi eserlerin iadesi ve küresel liderlik
Türkiye, yurtdışına kaçırılan eserlerin iadesi konusunda da kararlı adımlar atıyor. Erdoğan, 2002’den bu yana 13 bin 291 eserin ana vatana geri getirildiğini açıkladı. Son olarak, 65 yıl önce kaçırılan Marcus Aurelius heykelinin iadesi, bu çabaların simgesi oldu. Sempozyumda, 250’den fazla bilim insanı ve 33 akademisyenin katılımıyla Türkiye’nin arkeolojik birikimini dünyaya tanıtma hedefi vurgulandı. Anadolu’nun açık hava müzesi niteliği, Göbeklitepe, Sardes ve Hierapolis gibi UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan alanlarla güçleniyor. Türkiye, su altı arkeolojisi ve yüzey araştırmalarında da lider konumda. Bu çalışmalar, hem turizm gelirlerini artırıyor hem de kültürel mirasın geleceğe taşınmasını sağlıyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: