İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İsrail’in Gazze’ye insani yardım taşıyan Madleen gemisine uluslararası sularda müdahale etmesine sert tepki gösterdi. Olayı “ikinci bir Mavi Marmara vakası” olarak nitelendiren Dervişoğlu, gemideki 12 aktivist arasında yer alan Türk vatandaşlarının da bulunduğu gözaltındaki kişilerin derhal serbest bırakılmasını talep etti. Müdahale, Türkiye’de ve uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Madleen gemisinin alıkonulması, Gazze’deki insani krize dikkat çekmek için yola çıkan aktivistlerin engellenmesi ve İsrail’in uluslararası sulardaki eylemleri üzerine tartışmaları alevlendirdi. Dervişoğlu’nun açıklamaları, hem hükümeti hem de uluslararası toplumu harekete geçmeye çağıran güçlü bir mesaj olarak öne çıktı.
Müdahalenin Detayları ve Dervişoğlu’nun Açıklaması
İsrail ordusu, 9 Haziran’da Gazze’ye insani yardım taşıyan Madleen gemisine uluslararası sularda müdahale etti. Gemide, aralarında Türk vatandaşlarının da olduğu 12 aktivist bulunuyordu. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, 10 Haziran sabahı sosyal medya üzerinden yaptığı yazılı açıklamada, bu müdahaleyi “İsrail’in cüretkâr saldırganlığı” olarak tanımladı. Dervişoğlu, geminin Gazze ablukasını aşmak ve bölgedeki insani krizi dünya gündemine taşımak amacıyla yola çıktığını belirtti.
Açıklamasında, “İsrail’in Gazze’ye yönelik ablukasını aşmak için yola çıkan Madleen adlı yardım teknesinin engellenmesi ve aktivistlerin gözaltına alınması kabul edilemez” diyen Dervişoğlu, olayın Mavi Marmara olayını hatırlattığını vurguladı. 2010’daki Mavi Marmara vakasında, İsrail’in müdahalesi sonucu 10 Türk vatandaşı hayatını kaybetmişti. Dervişoğlu, bu olayı “ikinci bir Mavi Marmara” olarak nitelendirerek, gözaltındaki aktivistlerin hemen serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Uluslararası Hukuk ve Diplomatik Çağrı
Dervişoğlu, İsrail’in müdahalesini uluslararası hukuka aykırı bir eylem olarak değerlendirdi. Müdahalenin uluslararası sularda gerçekleşmesi, olayın hukuki boyutunu daha da kritik hale getirdi. Dervişoğlu, Türk hükümetini, konuyu Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası platformlara taşımaya çağırdı. Ayrıca, gözaltındaki Türk vatandaşlarının haklarının korunması için diplomatik girişimlerin kararlılıkla sürdürülmesini istedi.
Açıklamada, İsrail’in Gazze’ye yönelik ablukasının ve insani yardım girişimlerine müdahalesinin, bölgedeki insani krizi derinleştirdiği belirtildi. Dervişoğlu, Türkiye’nin bu olay karşısında sessiz kalmaması gerektiğini ifade ederek, “Hükümet, vatandaşlarımızın haklarını savunmak için tüm diplomatik araçları kullanmalı” dedi. Türk vatandaşlarının güvenliği ve serbest bırakılması, açıklamanın ana odak noktası oldu.
Kamuoyu Tepkileri ve Olayın Yankıları
Madleen gemisine yapılan müdahale, Türkiye’de yoğun bir tepkiye yol açtı. Kamuoyu, özellikle Mavi Marmara olayına atıfta bulunarak, İsrail’in uluslararası sulardaki eylemlerini kınadı. Sosyal medyada, aktivistlerin serbest bırakılması ve Gazze’deki insani krizin çözümü için çağrılar yapıldı. Dervişoğlu’nun açıklaması, muhalefet liderlerinden gelen ilk sert tepki olarak dikkat çekti.
Olay, Türkiye-İsrail ilişkilerinde gerilimi artırabilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Daha önce Mavi Marmara olayında Türkiye, İsrail’le diplomatik ilişkilerini askıya almış ve tazminat anlaşması için uzun süren görüşmeler yürütmüştü. Madleen gemisi olayı, benzer bir diplomatik kriz potansiyeli taşıyor. Dışişleri Bakanlığı, 9 Haziran akşamı Türk vatandaşlarının karaya çıktığını ve konsüler destek sağlandığını açıklam
Yorumlar
Kalan Karakter: