Son dakika haberine göre, terör örgütü SDG’nin elebaşlarından Mazlum Abdi kod adlı Ferhad Abdi Şahin’e, 14 Mart 2025 Cuma günü Suriye’nin Kamışlı kentinde bir suikast düzenlendiği iddia edildi. Yerel haber kaynakları, bu olayın detaylarını paylaşırken, suikastın başarısız olduğu ve Şahin’in hayatta kaldığı belirtildi. Ancak, resmi kaynaklardan henüz bu iddialar doğrulanmadı. Bu gelişme, bölgedeki gerilimlerin ve iç çatışmaların bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Suikastın Arka Planı ve İddia Edilen Fail
Haberlere göre, suikast girişimi PKK elebaşlarından “Mahmud Barkhadan” kod adlı Mahmud Raş tarafından organize edildi. İddialara göre, Şahin’in sağ kurtulmasının ardından Mahmud Raş, ABD güçleri tarafından gözaltına alınarak bilinmeyen bir yere götürüldü. Bu durum, SDG ve PKK içindeki güç mücadelelerini ve ittifakların ne kadar kırılgan olabileceğini gözler önüne seriyor. Ancak, bu bilgilerin resmi bir teyide dayanmaması nedeniyle temkinli bir şekilde yaklaşılması gerektiği unutulmamalı.
Anlaşma ve İç Çatışmaların Tetikleyicisi
Suikast girişimiyle ilişkilendirilen temel neden, 10 Mart 2025’te Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşma olarak öne çıkıyor. Bu anlaşma, SDG’nin silah bırakacağını ve Şam yönetimiyle entegrasyon sürecine gireceğini duyurmasıyla dikkat çekmişti. Ancak, bu karar terör örgütü içindeki bazı grupları rahatsız etmiş görünüyor. İddialara göre, anlaşmaya karşı çıkan bir grup, Şahin’e yönelik suikast planını devreye soktu. Bu durum, örgütün içindeki görüş ayrılıklarının ne kadar derin olduğunu ve anlaşmanın uygulanabilirliği konusunda soru işaretleri yarattığını gösteriyor.
Resmi Açıklama Eksikliği ve Değerlendirme
Şu ana kadar ne SDG ne de Şam yönetimi tarafından suikast girişimiyle ilgili resmi bir açıklama yapılmadı. Bu sessizlik, haberlerin doğruluğunu sorgulamayı gerektiriyor. Yerel kaynaklara dayandırılan bu iddialar, bölgedeki propaganda ve dezenformasyon riskini de göz önünde bulundurarak dikkatle ele alınmalı. Eğer doğruysa, bu olay SDG’nin geleceği ve Şam ile ilişkileri açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Öte yandan, bu tür hassas konularda resmi teyit beklemeden kesin yargılara varmak yanıltıcı olabilir.