İsrail’in İran’a yönelik hava saldırıları, Tahran’ın üst düzey askeri kadrosunu sarsmaya devam ediyor. 15 Haziran’da Hatemu’l-Enbiya Merkez Karargâhı Komutanı Gulamali Raşid’in yerine atanan Tümgeneral Ali Şadmani, sadece iki gün sonra, 17 Haziran’da Tahran’daki bir komuta merkezine düzenlenen hava saldırısında hayatını kaybetti. İran’ın dini lideri Ali Hamaney tarafından atanan Şadmani’nin ölümü, İran ordusunun komuta zincirinde ciddi bir boşluk yaratırken, İsrail’in stratejik hedef alma politikasının kararlılığını gözler önüne seriyor. Bu olay, bölgedeki gerilimi daha da tırmandırıyor.
Hızlı kayıplar: İran’ın komuta zinciri hedefte
İsrail’in 13 Haziran’da İran’ın nükleer ve askeri tesislerini hedef alan saldırıları, İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami ve Hatemu’l-Enbiya Karargâhı Komutanı Gulamali Raşid’in ölümüyle sonuçlanmıştı. Bu kayıpların ardından Hamaney, 15 Haziran’da Ali Şadmani’yi Hatemu’l-Enbiya Karargâhı’nın başına getirdi. Ancak İsrail ordusunun istihbarat birimleri, Şadmani’nin Tahran’daki bir askeri komuta merkezinde bulunduğunu tespit ederek 17 Haziran sabahı hava saldırısı düzenledi. Saldırıda Şadmani’nin yanı sıra iki üst düzey subayın da öldüğü iddia ediliyor. İsrail Savunma Bakanlığı, Şadmani’yi “İran’ın savaş dönemindeki en kıdemli komutanlarından biri” olarak nitelendirerek operasyonun önemini vurguladı. İran, 72 saat içinde iki kritik komutanını kaybetmiş oldu.
Ali Şadmani kimdi ve neden hedef alındı?
Tümgeneral Ali Şadmani, İran Devrim Muhafızları’nda uzun yıllar görev yapmış, özellikle operasyonel koordinasyon ve stratejik planlama alanlarında uzman bir komutandı. Hatemu’l-Enbiya Karargâhı, İran’ın düzenli ordusu ile Devrim Muhafızları arasındaki koordinasyonu sağlayarak savaş zamanı kritik kararlar alan bir merkez. Şadmani’nin bu role atanması, İran’ın İsrail’e karşı misilleme planlarını hızlandırma çabasının bir göstergesiydi. İsrail istihbaratı, Şadmani’nin 14 Haziran’daki füze saldırılarının planlanmasında kilit rol oynadığını öne sürüyor. Tahran’daki komuta merkezine düzenlenen hassas hava saldırısı, İsrail’in Şadmani’yi doğrudan hedef aldığını ve İran’ın savaş karar mekanizmalarını çökertmeyi amaçladığını gösteriyor. Saldırı, İran’ın hava savunma sistemlerindeki zafiyetleri de bir kez daha ortaya koydu.
İran’ın tepkisi ve bölgedeki yansımalar
İran, Şadmani’nin ölümünü resmi olarak doğrulamasa da, devlet medyası saldırıyı “İsrail’in alçakça suikastı” olarak niteledi. Ali Hamaney, “İsrail’in darbeleri karşılıksız kalmayacak,” diyerek yeni misilleme sinyali verdi. İran, 14 Haziran’da Tel Aviv ve Hayfa’ya 100’den fazla balistik füze ve İHA ile saldırarak 24 kişinin ölümüne neden olmuştu. Ancak İsrail’in ardı ardına komutan suikastları, İran’ın operasyonel kapasitesini zayıflatıyor. Uzmanlar, İran ordusunun komuta zincirindeki bu kayıpların, özellikle Hatemu’l-Enbiya Karargâhı’nın koordinasyon yeteneğini sekteye uğratabileceğini belirtiyor. Bölgede tansiyon yükselirken, Türkiye ve diğer ülkeler İsrail’i kınadı. Küresel piyasalarda ise altın ve petrol fiyatları sıçrama yaptı; gram altın 4302 TL, brent petrol 76 dolara ulaştı.
İran’ın üst düzey komutanları bir bir hedef alınırken, Ali Şadmani’nin sadece iki gün sonra öldürülmesi, İsrail’in istihbarat ve hava harekâtı kapasitesini ortaya koyuyor. Tahran, komuta kademesindeki bu kayıplara rağmen misilleme sözü verse de, operasyonel zafiyetler soru işaretleri yaratıyor. Bölgesel savaş riski artarken, İran’ın yeni atamaları ve İsrail’in下一步 hamleleri dikkatle izleniyor. Şadmani’nin ölümü, Orta Doğu’daki güç dengelerini sarsan bir dönüm noktası olabilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: