Gazze’de ateşkesin ikinci aşaması ve bölgenin geleceğinin masaya yatırılacağı bu zirve öncesinde, Netanyahu’nun ajandasındaki en dikkat çekici maddenin Türkiye ile ilgili olduğu iddia edildi. İsrail basınına ve diplomatik kaynaklara dayandırılan raporlara göre, Netanyahu kapalı kapılar ardında yürüttüğü diplomaside Türkiye’nin bölgedeki rolünü sınırlandırmayı hedefliyor.
Sızan bilgilere göre Netanyahu, Trump yönetiminden Gazze’de kurulması planlanan "Uluslararası İstikrar Gücü" (ISF) içerisinden Türkiye’nin kesin olarak çıkarılmasını talep edecek. Ankara’nın Gazze’deki garantörlük ve barış gücü misyonuna katılma isteğine karşı çıkan İsrail yönetimi, bu durumu kendi güvenliği için bir "kırmızı çizgi" olarak belirledi. Netanyahu’nun, Trump ile yapacağı görüşmede bu konuyu bir pazarlık unsuru haline getireceği ve ABD’den tam destek isteyeceği belirtildi.
Trump ile Kritik Zirve: Masadaki "Türkiye" Dosyası
Washington ve Tel Aviv hattında trafik hızlanırken, 29 Aralık’taki Beyaz Saray randevusunun ana gündem maddesi Gazze’nin savaş sonrası yönetimi olacak. Trump’ın "Gazze Barış Planı" kapsamında bölgeye Arap ve Müslüman ülkelerden oluşan bir barış gücü konuşlandırılması öngörülüyor. Ancak Netanyahu yönetimi, Hamas ile yakın ilişkileri ve İsrail’e yönelik sert eleştirileri nedeniyle Türkiye’nin bu güç içinde yer almasına şiddetle karşı çıkıyor.
İsrail tarafı, Türkiye’nin Gazze’de askeri veya idari bir varlık göstermesinin, Hamas’ın yeniden güçlenmesine zemin hazırlayacağını savunuyor. Bu nedenle Netanyahu’nun Trump’tan tek ve en net isteğinin, "Türkiye’nin Gazze’deki herhangi bir uluslararası misyondan tamamen dışlanması" olduğu ifade edildi. İsrail heyetinin, bu talebi desteklemek için Türkiye’nin Hamas’a sağladığı iddia edilen lojistik ve siyasi desteğe dair dosyalar hazırladığı da gelen bilgiler arasında.
Kapalı Kapılar Ardında Konuşulanlar
Diplomatik kulislerde konuşulanlara göre Türkiye, bölgede kalıcı barışın sağlanması için Gazze’de kurulacak mekanizmada aktif rol almak istiyor. Ankara, Hamas’ın silahsızlandırılması ve siyasi sürece dahil edilmesi konusunda en etkili aktörün kendisi olduğunu savunarak Washington nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak İsrail basını (Jerusalem Post vb.), Türkiye’nin bu girişimlerini "Trump’ın planını ele geçirme" çabası olarak nitelendirerek Netanyahu yönetimini uyardı.
Netanyahu’nun "gizli planı" olarak lanse edilen strateji, sadece Türkiye’yi dışlamakla kalmıyor, aynı zamanda Gazze’nin yeniden imarı sürecinde Türkiye’nin üstlenmek istediği projeleri de engellemeyi amaçlıyor. Trump’ın ise bölgedeki Sünni Arap ülkeleriyle (Mısır, BAE, Suudi Arabistan) kurduğu yakın ilişkiler ve Türkiye ile olan karmaşık geçmişi göz önüne alındığında, Netanyahu’nun bu talebine nasıl yanıt vereceği merak konusu oldu.
Gazze İçin "Uluslararası Güç" Tartışması
2025 yılı sonuna yaklaşırken Gazze’deki insani durumun vahameti sürerken, siyasi çözüm arayışları "kimin gücü sahada olacak" tartışmasına kilitlendi. Trump yönetimi, Amerikan askerini sahaya sürmeden, bölgesel müttefikler üzerinden bir güvenlik şemsiyesi oluşturmayı planlıyor.
-
İsrail'in Tezi: Gazze'de güvenlik kontrolü İsrail'de kalmalı, sivil yönetim Hamas karşıtı yerel güçlere veya İsrail ile uyumlu Arap ülkelerine bırakılmalı.
-
Türkiye'nin Tezi: Garantörlük sistemi kurulmalı ve Türk askeri de dahil olmak üzere uluslararası bir güç, Filistinlilerin güvenliğini sağlamalı.
29 Aralık’taki görüşme, Türkiye’nin bölge politikasının geleceği açısından da belirleyici bir dönüm noktası olacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: