Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci Nevşin Mengü ve akademisyen Emrah Gülsunar hakkında “hakaret” ve “iftira” suçlamalarıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. CHP’nin 4-5 Kasım 2023’te yapılan 38. Olağan Kurultayı’nın iptaline yönelik dava sürecinde ortaya atılan iddialar, parti içinde gerilimi artırdı. Mengü’nün savcılıkla ilgili iddiası ve Gülsunar’ın sosyal medyadaki sert eleştirileri, tartışmaları yargıya taşıdı.
Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, 27 Mayıs’ta savcılığa sunduğu dilekçede, Mengü’nün iddialarının kamuoyunu yanılttığını ve Gülsunar’ın paylaşımlarının hakaret içerdiğini belirtti. 30 Haziran’a ertelenen kurultay iptal davası, CHP’nin iç dinamiklerini sarsarken, bu suç duyurusu parti tabanında ve kamuoyunda geniş yankı buldu. İşte Kemal Kılıçdaroğlu kimdir ve suç duyurusuna yol açan olayların detayları.
Kemal Kılıçdaroğlu Kimdir: Siyasi geçmişi
Kemal Kılıçdaroğlu, 1948’de Tunceli’de doğdu ve 2010-2023 arasında CHP Genel Başkanı olarak görev yaptı. Bürokrat kökenli bir siyasetçi olan Kılıçdaroğlu, 2002’den itibaren CHP milletvekilliği yaptı ve 2010’da Deniz Baykal’ın istifasının ardından genel başkan seçildi. Adalet Yürüyüşü ve Millet İttifakı liderliğiyle tanınan Kılıçdaroğlu, 2023 kurultayında Özgür Özel’e karşı kaybetti. Kurultay sonrası “şaibe” iddialarıyla başlayan dava sürecinde, Kılıçdaroğlu’nun adı yeniden gündeme geldi. Mengü ve Gülsunar’ın açıklamalarını “itibarsızlaştırma” olarak değerlendiren Kılıçdaroğlu, hukuki yollara başvurarak duruşunu korudu.
Mengü’nün savcılık iddiası ve tepkiler
Nevşin Mengü, 26 Mayıs’ta YouTube yayınında savcının Kılıçdaroğlu’na “CHP’de yolsuzluk yok” derse dosyayı kapatacağı mesajını ilettiğini iddia etti. Mengü, Ankara’daki “güvenilir kaynaklarına” dayanarak, savcılığın Kılıçdaroğlu’nu “mağdur” sıfatıyla ifadeye çağırdığını, ancak Kılıçdaroğlu’nun bu çağrıya uymadığını öne sürdü. Bu iddia, CHP içinde bölünmeye yol açtı; Özgür Özel destekçileri iddiayı sahiplenirken, Kılıçdaroğlu’na yakın isimler sert tepki gösterdi. Avukat Celal Çelik, Mengü’yü “tetikçilikle” suçlayarak, “Ağzı beyninden, cebi ahlakından büyük” dedi. CHP milletvekilleri Ali Öztunç ve Semra Dinçer, iddiaları “şerefsizce” bulduklarını ifade etti. Mengü ise “Kaynağımdan eminim” diyerek iddiasını savundu.
Gülsunar’ın paylaşımı ve suç duyurusunun gerekçesi
Emrah Gülsunar, Mengü’nün iddiasını alıntılayarak Kılıçdaroğlu’nu “onursuzluk ve haysiyetsizlik” ile suçladı. 26 Mayıs’ta sosyal medyada, “Bu şahıs partiden ihraç edilmeli ve her yerde yüzüne tükürülmelidir” yazan Gülsunar, Kılıçdaroğlu’nun kurultay davasıyla genel başkanlığı geri almaya çalıştığını öne sürdü. Çelik, bu ifadeleri “hakaret” olarak nitelendirerek suç duyurusuna dahil etti. CHP’li vekiller, Gülsunar’ın sözlerini kınarken, Gülsunar özür için Kılıçdaroğlu’nun “Kurultay sonucu kesindir” demesini şart koştu. Suç duyurusu, Mengü’nün iddialarının “iftira”, Gülsunar’ın sözlerinin “hakaret” olduğu gerekçesiyle 27 Mayıs’ta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunuldu.
Kılıçdaroğlu’nun suç duyurusu, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda “para karşılığı oy” iddialarıyla başlayan soruşturmanın gölgesinde gerçekleşti. Mahkeme, kurultayın iptali halinde Özgür Özel yönetiminin görevden alınarak Kılıçdaroğlu’nun geri dönebileceğini tutanağa geçirdi. Ancak Kılıçdaroğlu, ifade vermeyerek ve iddialara doğrudan yanıt yerine hukuki yolları tercih ederek tartışmalardan uzak kaldı. 30 Haziran’daki duruşma, hem davanın hem de suç duyurusunun seyrini belirleyecek. CHP’deki bu gerilim, parti birliğini zorlaştırırken, kamuoyunda tartışmaları alevlendirmeye devam ediyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: