Uluslararası Futbol Birliği Kurulu (IFAB) tarafından yazılmış, sporun en büyük yönetim kurumu Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği ( FIFA) tarafından yayımlanan futbol Oyun Kuralları’nın en temel maddelerinden biri olan Kural 12 – Fauller ve Fena Hareketler, oyunun ruhunu anlama açısından çok özel bir yere sahiptir. Bu kural, yalnızca gerçekleşmiş ihlalleri değil aynı zamanda teşebbüsleri de cezalandırır.
• tekme atarsa veya tekme atmaya teşebbüs ederse
• vurursa veya vurmaya teşebbüs ederse (kafa atmak dahil)
• çelmelerse veya çelmelemeye teşebbüs ederse
Bir oyuncu rakibine tekme atmaya “yeltendiyse” bile hakem düdüğünü çalar. Çünkü futbol, niyeti sonuçtan bağımsız değerlendirebilen nadir alanlardan biridir. Niyet bozuktur; güvenlik ve adalet tehlikeye girmiştir.
Üstelik bu anlayış yalnızca Kural 12’ye özgü değildir. Kural 11 Ofsayt kuralında bile durum aynıdır: Ofsayt pozisyonunda bulunmak bir ihlal değildir, diye başlar kural,
• yakınında bulunan topla oynamaya açıkça teşebbüs ederken, bu
hareketi rakibini etkilerse...
Bir oyuncu pasif ofsayt pozisyonunda olabilir ama topa doğru hamle yapıp oyuna müdahale etmeye teşebbüs ederse, hakem hemen ofsayt bayrağını kaldırır. Fiilen topa dokunmamış olsa bile, “teşebbüs” pozisyonu aktif hale getirir ve cezayı doğurur. Çünkü niyet, oyunun akışını ve rakibin dengesini bozmaya yeterlidir.
Ne acıdır ki… Futbolun kendi kuralları niyeti bu kadar net değerlendirirken, biz gerçek hayatın futbol sahasında bahis, şike ve şaibe teşebbüslerini kimi zaman görmezden gelebiliyoruz.
“Somut kanıt yok”,
“Bir kereden bir şey olmaz”,
“İyi niyetlidir, affedelim” gibi kalıplar, yıllardır futbolumuzun boynuna geçirilen zincirlerin farklı versiyonlarıdır.
Oysa Türkiye, 87 milyonluk koskoca bir ülke. Genç, dinamik, dürüst, karakterli, emeğiyle yol almak isteyen binlerce insanımız var. Spor sahaları da, federasyon koridorları da, kulüpler de liyakati hak eden bu insanlar tarafından doldurulabilir. Bunun için eksik olan şey, karmaşık çözüm arayışları değil; irade.
Şaibeye bulaşmış isimleri aklamak için yöntem aramamıza gerek yok. Asıl ihtiyaç duyduğumuz şey, futbolun geleceğini düşünen bir zihniyet devrimi. Temizlenmesi gereken yapıları temizlemekten korkmayan, yüzünü yeni ve hak eden insanlara dönen, profesyonel düşünceyi esas alan bir yaklaşım…
Futbol yalnızca 90 dakikalık bir oyundan ibaret değil. Topun oyunda kaldığı süre kadar topun dışında kalan karakter testlerinden de geçeriz. Kural 12’nin ruhu bize şunu söyler: "Niyet kötüyse, oyun kirlenir." Bizim görevimiz ise bu oyunu kirletenleri değil, oyunu büyütecekleri sahaya davet etmektir.
Türk futbolu için çıkış yolu tam da buradadır:
Temiz zihinlerle, adil bir sistemle ve liyakatle yürünen bir yol… Yolumuz açık olsun.
Esen kalın sporla kalın
Yorumlar
Kalan Karakter: