Bazı geceler vardır, takvim değişir ama asıl eksilen şey fark edilmez.
Yılbaşı gecesi de artık biraz böyle…
Saatler on ikiyi gösteriyor, ışıklar yanıyor, sesler yükseliyor; ama masalar eskisi kadar dolu değil.
Oysa Türk aile kültüründe yılbaşı, hiçbir zaman sadece eğlence gecesi olmadı.
Biz yeni yıla önce aynı sofrada girerdik.
Anne mutfaktaydı, baba masayı kurardı, çocuklar tabak sayardı.
Önemli olan ne yediğimiz değil, kiminle oturduğumuzdu.
Bugün artan hayat pahalılığı, hızlanan yaşam ve değişen alışkanlıklar, yılbaşını evlerden uzaklaştırmış gibi görünse de aslında Türk ailesinin hafızası hâlâ orada duruyor: Sofrada.

Türk Ailesinde Sofra, Birlikteliğin Sessiz Dilidir
Türk mutfağında sofra; yalnızca yemek yenen yer değildir.
O masa, küslüklerin çözüldüğü, büyüklerin sözünün dinlendiği, çocukların aidiyet öğrendiği yerdir. Eski yılbaşlarında hindi ya da pilavdan önce hal hatır sorulurdu.
Zeytinyağlılar, yoğurtlu mezeler, hafif tatlılar…
Bunlar tesadüf değildi. Çünkü yeni bir yıla girerken bedenin değil, ilişkilerin ağır olmaması gerekirdi.
Eski Yılbaşılar Neden Daha Sıcaktı?
Çünkü beklentiler küçüktü, bağlar büyüktü.
Hediye değil, hatırlanmak önemliydi.
Lüks değil, birlikte olmak kıymetliydi.
Bugün yılbaşı gecesi dışarı çıkılamadığında bir eksiklik hissediliyorsa, belki de eksik olan eğlence değil; o eski birlik duygusudur.
2026’ya Girerken Türk Ailesinin Asıl Beklentisi
2026’dan mucize beklemiyoruz.
Ama biraz yavaşlamaya, biraz sadeleşmeye, biraz da birbirimize dönmeye ihtiyacımız var.
Gastronomi yazarı ve şef Reşat Aydın’ın altını çizdiği gibi:
“Türk ailesi için yılbaşı, eğlenceden önce
aynı masada yeniden buluşma vesilesidir.”
2026;
telefonların biraz kenara bırakıldığı,
sofraların aceleyle kaldırılmadığı,
çocukların ‘birlikteyiz’ duygusunu yeniden hissettiği bir yıl olabilir.
Birlikte Girilen Yeni Yılın Bereketi
Anadolu’da eskiden şöyle denirdi:
“Nasıl girersen, öyle gider.”
Belki de bu yüzden yeni yıla aileyle girmenin bereketine inanılırdı. Aynı masada paylaşılan ekmek, bölüşülen tatlı, edilen dua… Bunlar sadece gelenek değil, bir hayat terbiyesiydi.
2026’ya girerken hatırlamamız gereken şey çok basit:
Yeni yıl; kalabalık mekânlarda değil,
aynı masada oturabilen ailelerde başlar.
Çünkü bir toplumun geleceği,
önce ailenin sofrasında kurulur.
— Şef Reşat Aydın
Yorumlar
Kalan Karakter: