Bazen bir televizyon programı izlerken yalnızca ekrana bakmayız.
Bir an gelir; çocukluğumuzun mutfağına, annemizin sesine, büyüklerimizin duasına döneriz. İşte o an, ekran bir eğlence aracı olmaktan çıkar; bir kültür kapısına dönüşür.
Türk aile yapısı, tarih boyunca yalnızca aynı çatı altında yaşamak değil; bir sofra etrafında toplanmak, aynı hikâyeye inanmak, aynı töreyle yoğrulmak demekti. Türk mitolojisinden günümüze uzanan bu bağın en güçlü taşıyıcısı ise her zaman mutfak oldu. Çünkü mutfak; yalnızca yemek yapılan yer değil, aile olmanın öğretildiği ilk mekândır.
Bu yüzden Derya Baykal’ın yıllardır ekranlarda el sanatlarıyla, mutfakla ve ev kültürüyle kurduğu o sıcak dil çok kıymetlidir. Çünkü o programlarda yalnızca tarifler değil; emek, sabır, üretkenlik ve ev ruhu vardır. Her ilmekte, her hamur yoğuruşta Türk kadınının kadim bilgeliği hissedilir.

Aynı şekilde Ebru Akel’in aileyi merkeze alan, birleştirici ve iyileştirici program dili; bugünün hızlı, sert ve kopuk ekran dünyasında adeta bir nefes gibidir. O programlarda bağırış değil, dinleme vardır. Ayrıştırma değil, bir araya getirme niyeti hissedilir.
Ve şimdi; Türk aile kavramını, Türk kültürünü, mitolojisini, mutfağını ve misafirperverliğini merkeze alan yeni bir yayın anlayışı filizleniyor.
Türkiye’nin yeni televizyonu TYT Türk ile…
Bu vizyonun arkasında, çizgisinden ve ülküsünden vazgeçmeyen bir Türk kadını duruyor:
Sayın Arzu Erdem.
O, yalnızca bir yönetici değil; Türk kültürünü bir yük değil, emanet olarak gören bir gönül insanı. Geçmişte milletvekilliği görevinde insanlara dokunmuş, bugün ise ekran aracılığıyla aileye, mutfağa ve kültüre dokunmayı seçmiş bir Asena.
Bir gastronomi ve mutfak yazarı olarak bu satırları kaleme almamın nedeni de tam olarak bu.
Çünkü Türk mutfağı yalnızca lezzet değildir.
Türk mutfağı; aileyi ayakta tutan görünmez harçtır.
Çünkü Türk misafirperverliği bir sunum değil; bir karakter meselesidir.
Ve çünkü Türk kültürü; anlatılmazsa, gösterilmezse, yaşatılmazsa sessizce kaybolur.
TYT Türk ekranlarında üretilecek; Türk aile kavramını, Türk mitolojisini, mutfağını, el sanatlarını ve sıcak misafirperverliğimizi yansıtan içerikler; aslında geleceğe bırakılan birer kültür notudur.
Belki reyting rekorları kırmazlar.
Ama kalplerde iz bırakırlar.
Ve bazı izler vardır ki, nesiller boyu silinmez.
Bu yüzden bu yazı bir övgü değil;
bir teşekkür, bir niyet okuması, bir kültürel selamdır.
Sofrası olanın ailesi olur.
Ailesi olanın kültürü yaşar.
Kültürü yaşayan bir millet ise, asla kaybolmaz.
Yorumlar
Kalan Karakter: