İnsanlar her çağda ayrılıklarını, hüzünlerini, sevinçlerini, özlemlerini, kırgınlıklarını, kavuşmalarını, kavuşamamalarını, beklentilerini, hayal kırıklıklarını ve imkânsız aşklarını şarkılarla ifade etmiştir. Şarkılar, insan ruhunun en derin sırlarını açığa çıkaran birer aynadır.
Zaman hızla akıp giderken müzik de bu değişimden nasibini almıştır. Bazı türler sessizce yok olup gitmiş, bazıları kendini yenileyerek bugüne ulaşmış, yeni türler ise her dönemde filizlenmiştir. Değişmeyen tek şey, müziğin insan ruhunda yarattığı o tarifsiz etkidir.
Hiç ummadığımız bir anda kulağımıza çalınan bir melodi, bizi yıllar öncesine götürür; adeta bir zaman tünelinde yolculuk yapar gibi… Bir nota, bir akor, bir ses; hepsi hafızamızda saklı anıları yeniden canlandırır.
Çünkü notanın dili, dini, ırkı, rengi yoktur. Notalar evrenseldir; duygular evrenseldir. Gözyaşı her dilde aynı akar, hüzün her ırkta aynı derinlikleri yaşatır insana. Müzik, insanları birbirine bağlayan görünmez bir köprüdür.
Kimi Brahms ile dalar uykuya, kimi Dede Efendi ile huzur bulur…
Kimi *My Way* ile hüzünlenir, kimi Unutama Beni ile geçmişe döner…
Bazı şarkılar, bazı sesler vardır ki hayatımıza damga vurmuştur:
- *Melankoli* gibi…
- *Ben Gene Sana Vurgunum* gibi…
- *Beni Benimle Bırak* gibi…
- *Sevda* gibi…
- *Destina* gibi…
- *Yıldızlar* gibi…
Adını böyle unutulmaz eserlerle kalbimize yazdıran, kendine has yorumu ile yıllarca zirveden hiç inmeyen Türk Pop Müziğinin en özel ikonu Nükhet Duru’ya sevgi ve saygılarımızla…
Yorumlar
Kalan Karakter: