Bir zamanlar şarkılar hepimizin ortak hafızasıydı; bugün ise rapin hızlı tüketim çağındayız.
Müzik, toplumların hafızasında iz bırakan en güçlü sanat dallarından biridir. Her dönemin kendine özgü şarkıları, dansları ve yorumcuları vardır. Kimi zaman bir nakarat, kimi zaman bir melodi, kimi zaman da bir ses kuşakları birbirine bağlar. İşte bu yazıda, geçmişten bugüne müziğin yolculuğunu ve özellikle rapin yükselişini hatırlatmak istiyorum.
Bir zamanlar şarkılar dillere dolanırdı. Çocuklar sokakta oynarken hepsini ezbere söylerdi; yerli yabancı fark etmezdi. Her şarkıya özel danslar moda olurdu. Kaç kişi hatırlar bilmiyorum ama bir “Macerana” vardı mesela; hem şarkıyı ezbere söylerdi herkes hem de dansını birebir yapardı.
“Lambada” mesela… Salgın gibi ışık hızıyla yayılmıştı dünyaya. Öyle bir iki ay zirvede kalıp kaybolmazdı; yıllarca söylenir, unutulmazdı. “Kokoriko”, “Yeke Yeke”, “Abone”, “Araba”, “Oof Of”… Sabaha kadar sayabilirim.
Dile dolanan nakaratlar ve özel figürlü dansların dışında, yıllarca kalbimizde yaşayan büyük slow ya da hareketli şarkılar da vardı. “Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş” dediğimde bugün bile kalpleri sızlayan binlerce insan vardır. “Yalnızlığım yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin” mesela… Senelerce sürüklemişti milyonları peşinden.
Yabancı şarkılar da vardı: “You Are in the Army Now”, “Englishman in New York”, “The Wall”, “Big in Japan”, “One Way Ticket”… Hepsi bangır bangır duyulurdu yoldan geçen arabalardan.
Rap de vardı tabii. Arada bir çıkarırdı başını denizden karabatak gibi, sonra uzun süre kaybolurdu; ta ki bir gün tekrar çıkana kadar. “Kartel” mesela… Yeri göğü inletmişti. Oldukça popüler olmuş, ünleri tüm ülkeye yayılmış, gençlerin kalbine demir atmayı başarmıştı. O zaman gençler her fırsatta mırıldanırdı Kartel’in şarkılarını; şimdikiler gibi üç gün sonra unutmazlardı. Ceza da büyük ilgi görmüştü.
Yıllar sonra rap müzik yine çıktı karabatak gibi ama bu kez öyle bir çıktı ki yer gök rap oldu. Milyonlarca genç ilk defa rap müziği bu kadar çok dinler olmuştu. Birbiri ardına rapçiler türedi, on binlerce seyirciye stadyumlarda hınca hınç konserler verilmeye başlandı. Tüm dünya rap büyüsüne kapılmış, şelale gibi çağlar olmuştu. Fanatizmin dorukları zorlanıyordu artık.
Ama çok büyük bir fark vardı eskiyle bugün arasında. Gençler dinliyor, alkışlıyor, tezahürat yapıyor ama asla hiçbir şarkıyı hep bir ağızdan söylemiyorlardı. “Bu benim şarkım” diyerek derinlemesine hissedip hayatının bir parçası yapmıyordu kimse. Çoğu sözleri bilmiyordu bile. Büyük konserlerde şarkıcılar şarkının en güzel yerinde mikrofonu halka uzatınca binlerce kişi dev bir koroymuş gibi söyler ya… Rap konserlerinde böyle bir şey olmuyor maalesef. (Ezel, Norm Ender gibi istisnalar hariç.)
Her ay yeni bir şarkı çıkarıyor rapçiler çünkü gençler sürekli yeni şarkı istiyor. Süper hızlı bir üretim ve hızlı bir tüketim sarmalında dönüyor rap dünyası. Bize tuhaf gelse, her fırsatta eleştirmeye kalksak da “Siz bizi anlamıyorsunuz” diyen gençlerin müzik anlayışı bu şekilde. Elbette ileride bu da değişecek ama hangi devir daha iyiydi diye sorsanız, hiç düşünmeden “eskisi” derim.
Bir Esmeray vardı örneğin… Daha ilk şarkısında “Unutama Beni” dedi ve duyduğumuz anda topluca büyük bir alkış aldı hepimizden. Öyle bir şarkıydı ki, aradan geçen onca yıla rağmen bugün bile tesirinden kurtulmuş değiliz. Hâlâ herhangi bir konserde söylense tüm salon baştan sona hep bir ağızdan, tek solukta söyleyebilir.
Bir Selda vardı mesela… Selda ve “O Günler”… Yok böyle bir şarkı söyleme yeteneği, yok böyle bir ilahi ses. Muhteşem ötesi bir yorum… Daha ilk saniyesinde alıyor insanı kanatlarına, bulut bulut gezdiriyor gökyüzünde. Huşu içinde demleniyor ruhunuz her nağmede Selda’nın o tarifi imkânsız sesiyle. Yorumculukta son nokta diyebileceğimiz bir icraat…
Bu şarkı eminim ki bizden sonraki kuşaklarda da kalite ve değer olarak karşılığını bulacaktır. Müzik tarihimizin en önemli isimlerinden biri olup bizi onurlandırdığı için sevgili Selda’ya sonsuz teşekkürler eder, varlığıyla bizleri daha uzun yıllar mutlu etmesini dileriz.
Sevgi ve saygıyla…
Yorumlar
Kalan Karakter: